Öne Çıkan Haber Başlıkları
Novo Nordisk’in Son Performansı ve Yatırımcıya Mesajları
Eğer elinizde Novo Nordisk hissesi varsa veya yatırım yapmayı düşünüyorsanız, son dönemde yaşanan hareketleri dikkatle takip etmişsinizdir. Novo Nordisk herkesin dilinde olmayan bir şirket olsa da, finans dünyasında uzun vadeli büyümesi ve zaman zaman yaşadığı keskin düşüşlerle dikkat çekiyor. Şimdi birçok yatırımcının merak ettiği soru şu: Bu bir alım fırsatı mı, beklemek mi gerekiyor yoksa uzaklaşmak için bir işaret mi?
Son Performans: Zorlu Bir Yıl
Son bir yılda Novo Nordisk hisseleri %53 değer kaybetti. Bu kayıp, yıl başından bu yana %36,5’lik düşüşle ve sadece geçtiğimiz haftada yaşanan %9,4’lük düşüşle daha da belirgin hale geldi. Kısa vadede bu rakamlar oldukça olumsuz görünse de, biraz daha geniş bir perspektiften baktığımızda tablo biraz değişiyor. Beş yıllık süreçte Novo Nordisk hisseleri %72,1 oranında değer kazanmış durumda. Üç yıllık performans ise %15,8 civarında. Bu uzun vadeli yükseliş, son dönemlerde yaşanan dalgalanmanın altında sağlam bir temelin olduğunu gösteriyor.
Bu volatilitenin büyük kısmı piyasalardaki büyüme ve değer odaklı yatırım tercihlerindeki değişimlere, faiz oranlarındaki dalgalanmalara ve sağlık sektörü dinamiklerindeki gelişmelere bağlı. Bu tür dönemlerde, temelde güçlü şirketler bile piyasa dalgalanmalarından etkilenebiliyor.
Değerleme Bakışı: Novo Nordisk Yüksek Puan Alıyor
Kendi değerlendirme modelimize göre, Novo Nordisk altı ana değerleme kriterinden beşini başarıyla geçiyor. Bu, şirketin neredeyse tüm önemli değerleme testlerinden geçtiği anlamına geliyor. Ancak yüksek puan, otomatik olarak “hemen satın al” sinyali değil; aksine, derinlemesine inceleme yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Yaklaşım 1: İndirgenmiş Nakit Akışı (DCF) Analizi
İndirgenmiş Nakit Akışı (DCF) modeli, bir şirketin gelecekte yaratacağı nakit akışlarını bugünkü değerine indirger ve böylece şirketin içsel değerini tahmin eder. Yatırım dünyasında oldukça saygın bir yöntem olarak kabul edilir.
Novo Nordisk’in son 12 ayda serbest nakit akışı (Free Cash Flow – FCF) yaklaşık 68,4 milyar DKK (Danimarka Kronu) seviyesinde gerçekleşti. Analist tahminlerine göre, FCF’nin 2029 yılına kadar yaklaşık 141,5 milyar DKK’ye çıkması bekleniyor. Bu tahminler önümüzdeki beş yıl için detaylı analizlere dayanıyor ve sonraki yıllar Simply Wall St tarafından extrapole edilerek 10 yıllık bir öngörü oluşturuluyor.
İki aşamalı Serbest Nakit Akışı modeli kullanılarak yapılan hesaplamalar, hisse başına yaklaşık 173,54 DKK’lik bir adil değer ortaya koyuyor. Mevcut hisse fiyatı ise bu tahmini değerin %68 oranında altında seyrediyor. Bu da DCF modeline göre Novo Nordisk’in ciddi anlamda değerinin altında işlem gördüğüne işaret ediyor.
Modelin Sınırlamaları ve Riskler
Her model gibi DCF de varsayımlara bağlıdır. Büyüme oranları, iskonto oranları ve terminal değer tahminleri gibi girdilerdeki küçük değişiklikler bile sonucu önemli ölçüde etkileyebilir. Ayrıca, Novo Nordisk’in faaliyet gösterdiği sağlık sektörü rekabetinin artması, fiyat baskıları ve düzenleyici riskler de değerlemeyi olumsuz etkileyebilir.
Piyasa duyarlılığındaki ani değişimler de, temel olarak güçlü bir şirketin hisse performansını geçici olarak olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden DCF sonucu tek başına yatırım kararı için yeterli değildir, kapsamlı bir analizle desteklenmelidir.
Piyasa Beklentileri ve İzlenmesi Gereken Göstergeler
Bazı analistler, piyasanın serbest nakit akışında yıllık yaklaşık %5,9 büyüme beklentisi içinde olduğunu düşünüyor. Bu oran, şirketin geçmiş performansı ve mevcut piyasa koşullarıyla karşılaştırıldığında yatırımcıların büyüme beklentisinin ne kadar gerçekçi olduğunu gösteriyor.
