Öne Çıkan Haber Başlıkları
Orta Doğu Barışı Altının Yükselişini Nasıl Etkiler?
Altın fiyatları, Çarşamba günü ons başına 4.000 doların üzerindeki tarihi zirvenin ardından, aşırı alım sinyalleri ve kar realizasyonlarıyla birlikte Perşembe günü geri çekildi. Bu keskin yükseliş, değerli metalin kısa vadede düzeltme yapma riskini artırdı.
Tarihi Zirveden Düzeltmeye
Çarşamba günü altın, ons başına 4.059,31 dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak Perşembe erken saatlerinde Asya piyasasında yüzde 0,7’lik düşüşle 4.014,24 dolara geriledi. Önceki işlem günü ise yüzde 1,4’lük bir artışla kapatmıştı, bu da altının yükseliş momentumunu gözler önüne seriyor.
Teknik göstergeler ise altının birkaç haftadır aşırı alım bölgesinde seyrettiğini ortaya koyuyor. Dört günlük adeta ateşli bir yükseliş sonrası kar realizasyonları kaçınılmaz hale geldi. Yani, altının dikey tırmanışı sürdürülebilirlik sınırlarını zorluyordu.
Güvenli Liman Algısında Değişim
Altının geleneksel olarak “güvenli liman” olarak görülmesi, jeopolitik risklere sıkı sıkıya bağlı. Ancak son günlerde bu etki azaldı. ABD Başkanı Donald Trump, Orta Doğu’da “çok yakın” bir barış anlaşmasının sinyalini verdi. İsrail ve Hamas yetkililerinin Mısır’da devam eden görüşmelerden temkinli iyimserlikle bahsetmesi, bölgedeki gerilimin azalabileceğine işaret ediyor. Böylesi bir gelişme, altının kriz dönemlerindeki cazibesini kısmen azaltabilir.
Yine de, 2025 yılı altın için güçlü bir yıl olmaya devam ediyor. Yılbaşından bu yana altın fiyatları yüzde 50’den fazla artış gösterdi. Bu yükselişi, küresel ticaret savaşları, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bağımsızlığına dair belirsizlikler ve Amerikan maliyesindeki riskler destekliyor. Ayrıca, birçok merkez bankasının aktif alımları, altına uzun vadeli güçlü bir destek sağlıyor.
Değerli Metaller Piyasasında Genel Görünüm
Altındaki bu geri çekilme, diğer değerli metaller piyasasında da etkisini gösterdi. Platin ve paladyum, önceki güçlü kazançların ardından bir miktar gevşedi. Gümüş ise hafifçe düşüş yaşasa da, 1993’ten beri en yüksek seviyelere yakın seyretmeye devam etti.
Arka planda ise piyasalardaki sıkışıklık devam ediyor. Metal destekli borsa yatırım fonlarına (ETF) olan girişler fiyatları destekliyor. Ancak yüksek fiyatlar ve aşırı teknik göstergeler, bu girişlerin sakin piyasalara göre daha kırılgan olabileceğini gösteriyor.
Altındaki Yapısal Dinamikler
Altının bu hızlı yükselişi sadece spekülatif bir balon değil, daha derin yapısal faktörlerin yansıması. Dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları altın stoklarını artırıyor, bu da özel yatırımcıların temkinli hareket ettiği bir dönemde bile talebi yüksek tutuyor. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enflasyon kaygıları gibi makroekonomik stresler ise altını yalnızca spekülasyondan öteye taşıyor.
Ancak teknik göstergeler aşırı ısındığını sinyal verdiğinde, güçlü temeller bile fiyatlarda düzeltme yaşanmasını tamamen engelleyemiyor. Bu tür dönemler, piyasa oyuncuları arasında dengeyi hassaslaştırıyor; momentum trader’ları, uzun vadeli yatırımcılar ve yeni alıcılar arasındaki çekişme artıyor.
Gelecekte Neleri İzlemeli?
Altının bir sonraki hamlesini anlamak için dikkat edilmesi gereken birkaç kritik faktör bulunuyor. Öncelikle, 4.000 dolar seviyesi ve biraz altındaki bölgeler, alıcıların direncini test edeceği kritik fiyat noktaları olarak öne çıkıyor. Eğer bu seviyelerde güçlü bir alıcı talebi oluşursa, geri çekilmenin sınırlı kalması mümkün olabilir; ancak bu destek noktaları korunamazsa, daha derin bir düzeltme süreci gündeme gelebilir.
Öte yandan, Orta Doğu’daki barış sürecindeki gelişmeler de altının performansı üzerinde belirleyici olacak. Bölgede yaşanacak olumlu ya da olumsuz gelişmeler, altının “güvenli liman” olarak değer kazanmasını hızla artırabilir ya da azaltabilir.
Merkez bankalarının altın alımlarına devam etmesi ise fiyatların desteklenmesi açısından kritik önemde. Devlet kurumlarının talebi sürdüğü sürece altın fiyatları güçlü kalabilir; ancak bu alımlarda bir yavaşlama ya da azalma olursa, piyasada düzeltme riski büyür.
Ayrıca, enflasyon ve faiz politikaları da altının hareketlerini şekillendirecek önemli faktörler arasında yer alıyor. Fed ve diğer merkez bankalarının enflasyon verilerine verdikleri tepkiler, piyasaların yönünü belirleyecek. Para politikalarında gevşeme ve yumuşama altını desteklerken, sıkılaşma ve faiz artışları finansal koşulları zorlaştırarak altının performansını sınayabilir.
Son olarak, metal destekli ETF’lere gelen giriş ve çıkışlar da fiyat hareketlerinde etkili olabilir. Fonlardan çıkışların artması ya da girişlerin yavaşlaması, altındaki geri çekilmeyi derinleştirebilir ve daha sert fiyat dalgalanmalarına yol açabilir.
Altının 4.000 dolar üzeri tırmanışı piyasaların odağında. Bu seviyeyle birlikte psikolojik bir sınır aşıldı ancak piyasalar uç noktada durağan kalmıyor, dalgalanıyor.
Şu anki duraklama, sadece kısa süreli bir nefes olabilir ya da duyarlılık bozulursa daha derin bir düzeltmeye dönüşebilir. Ancak makroekonomik belirsizlikler ve merkez bankalarının desteği, altının temel gücünü korumasına yardımcı oluyor.
