Öne Çıkan Haber Başlıkları
Kiyosaki’ye Göre Hisse ve Tahviller Güvenli Değil
Zengin Baba Yoksul Baba kitabının ünlü yazarı Robert Kiyosaki, uzun yıllardır yatırım dünyasında kabul gören %60 hisse senedi, %40 tahvil formülünü eleştirdi. X platformunda yaptığı paylaşımda, bu stratejinin artık geçerliliğini yitirdiğini belirtti.
60/40 Formülü Neden Geçerliliğini Yitirdi?
60/40 formülü, yatırımcıların risk ile getiriyi dengelemesi için hisse senetleri ve tahviller arasında paylaştırma yapmasını öneriyordu. Ancak Kiyosaki, bu yaklaşımın ABD’nin altın standardını kaldırmasıyla anlamını yitirdiğini söyledi. Kiyosaki’ye göre, “60/40 kuralı, eski ABD Başkanı’nın altın standardını kaldırmasıyla öldü.” Böylece itibari para, hükümetlerin sınırsızca para basmasıyla “sahte para” haline geldi.
Ayrıca, devlet tahvillerinin yani devlet borçlarının da riskli varlıklar olduğunu savundu. Çünkü devletin “iflas ettiğini” ve bu nedenle hem hisse senetlerinin hem tahvillerin güvenilir bir zeminde olmadığını vurguladı.
Morgan Stanley’nin 60/20/20 Modeli Yeni Alternatif
Kiyosaki, Morgan Stanley tarafından önerilen %60 hisse, %20 tahvil ve %20 altın modelini alternatif olarak öne çıkardı. Altının uzun vadede hisse ve tahvillerden daha iyi performans gösterdiğini belirterek, “Gerçek şu ki, altın yıllardır hisse ve tahvilleri geride bıraktı… ama kimse konuşmadı” dedi.
Kiyosaki, altın, gümüş, Bitcoin ve Ethereum gibi somut varlıkların değerini koruduğunu ve nakit akışı sağlayan gerçek varlıklarla servet inşa etme imkanı sunduğunu savunuyor.
Dijital Varlıklarda Dalgalanma ve Uzun Vadeli Görünüm
Son 48 saatte Kiyosaki, ABD dolarının değer kaybettiğini ve nakit tutmanın uzun vadede kârlı olmadığını belirterek Bitcoin ve Ethereum’u destekledi. Ancak dijital varlıkların volatilitesi yatırımcılar arasında endişe yaratıyor. Yazının hazırlandığı sırada Bitcoin, son 24 saatte %1,13 düşüşle 121.396,33 dolardan işlem görürken, işlem hacmi %28,49 azaldı. Ethereum da aynı dönemde %3,21 değer kaybederek 4.343,70 dolarda işlem gördü.
Kiyosaki’nin görüşleri, yükselen devlet borçları ve para birimi zayıflığı karşısında geleneksel finansal sistemlere duyulan güvensizliği yansıtıyor ve alternatif varlıklara yönelimi işaret ediyor.
