Öne Çıkan Haber Başlıkları
ASTOMO ve MUFG, Japonya’nın Token Finansmanını Şekillendiriyor
Japonya’nın yeni platformu ASTOMO, yatırımcıların 653 dolar (100.000 JPY) gibi düşük bir başlangıç tutarıyla emlak yatırımlarında fraksiyonel (parçalı) sahiplik yapmasına olanak tanıyor. Bu adım, daha önce genellikle kurumsal ve yüksek gelirli yatırımcılara yönelik olan emlak token ürünlerinde bireysel yatırımcılar için giriş engelini önemli ölçüde düşürüyor.
MUFG Token Ürünlerinde Perakende Piyasasına Giriyor
Son iki yılda Japonya’nın güvenlik token pazarı hızlı bir büyüme kaydetti. Ülkenin sıkı Menkul Kıymetler ve Borsa Kanunu çerçevesinde büyük finansal kurumlar bu alanda aktif olarak ürünler sunuyor. Bu alandaki önemli gelişmelerden biri, MUFG’nin perakende yatırımcılar için token ürünleri piyasasına girişi oldu. Daha önce Şubat 2025’te Daiwa Securities, Toyota Grubu’na ait bir şirket için 6,5 milyon dolarlık tokenize edilmiş kurumsal tahvil ihraç etmişti ve bu tahvil kısa sürede satıldı. Ayrıca Mizuho Trust Bank ve Nomura Holdings gibi büyük kurumlar, 2023’ten itibaren ağırlıklı olarak gayrimenkul sertifikalarına dayalı güvenlik tokenları çıkardı.
Düzenleyici Çerçeve Pazarın Şekillenmesinde Etkili
Japonya, güvenlik tokenlarını yasal olarak “Elektronik Kayıtlı Devredilebilir Haklar” olarak tanımlıyor ve bu ürünlere geleneksel menkul kıymetlerle aynı düzenlemeler uygulanıyor. DeFi protokollerinin yaygın olduğu diğer pazarlardan farklı olarak, Japonya’da lisanslı finans kurumları token ihracı ve ticaretinde belirleyici konumda bulunuyor.
Aralık 2023’te faaliyete geçen Osaka Dijital Borsası’nın ikincil işlem platformu, özel varlıklardaki likidite sorunlarının üstesinden gelmeye yardımcı oldu. Yakın gelecekte beklenen vergi reformları ile taşınabilir mallar ve girişim sermayesi fon payları gibi yeni varlık türlerinin tokenleştirilmesi mümkün olacak; bu sayede çifte vergilendirme sorunlarının çözülmesi hedefleniyor.
Geleneksel Finans ile Dijital Varlıklar Arasında Köprü
MUFG’nin bu alana giriş hamlesi, Japon finans sektöründe geleneksel varlıkların mevcut düzenlemeler kapsamında dijitalleştirilmesi yönündeki geniş stratejinin bir parçası olarak görülüyor. Fraksiyonel sahiplik sayesinde yatırımcılar daha düşük bütçelerle varlık portföylerine erişebilecek. Bu yaklaşım, geçmişte regülasyon dışı kalan ilk coin arzları (ICO) döneminden farklılık gösteriyor.
Uzmanlar, bu düzenlenmiş modelin, yatırımcı koruması ve şeffaflık standartları ile blokzinciri yeniliklerini bir araya getirerek perakende yatırımcıları çekmeyi hedeflediğini belirtiyor. Ancak pazarın büyümesi, ürün çeşitliliğinin artması, ikincil piyasa likiditesinin gelişmesi ve uluslararası yatırımları kısıtlayan sınır ötesi düzenleyici engellerin aşılmasına bağlı olacak.
