ABD’nin İran Saldırısının Ardından Petrol Fiyatları Yükselişe Geçti
ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik sürpriz saldırılarının ardından, Orta Doğu’da tırmanan gerilimin arz üzerinde yaratabileceği etkiler nedeniyle petrol vadeli işlemleri haftanın ilk işlem gününe sınırlı yükselişle başladı.
ABD ham petrolü (WTI) pazartesi sabahı 7 sent artışla varil başına 73,92 dolardan işlem gördü. Küresel gösterge Brent petrolü ise 8 sent yükselerek 77,09 dolara ulaştı. Ancak her iki kontrat da gece saatlerinde gördükleri zirvelerin oldukça gerisinde kaldı. Brent, yüzde 5’in üzerinde artarak kısa süreliğine 81 doları aşarken; WTI, ocak ayından bu yana en yüksek seviyesine tırmanmıştı.
Piyasadaki bu son dalgalanma, ABD Başkanı Donald Trump’ın hafta sonu yaptığı ve piyasaları şaşkına çeviren açıklamasıyla tetiklendi. Trump, Washington’un İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerini doğrudan hedef aldığını duyurdu. İran-İsrail geriliminin ortasında yaşanan bu gelişme, Tahran’ın nasıl karşılık vereceğine dair küresel endişeleri artırdı.
İran Dışişleri Bakanı, pazar günü yaptığı açıklamada, İran İslam Cumhuriyeti’nin egemenliğini korumak adına “tüm seçeneklerin masada olduğunu” ifade etti. S&P Global Platts analistleri ise İran’ın misilleme yapmaması durumunda petrol fiyatlarındaki bu yükselişin kısa vadeli olabileceğine dikkat çekti.
Hürmüz Boğazı Kritik Noktada
Enerji analistleri, İran’ın en kötü senaryo olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma ihtimaline işaret ediyor. ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin (EIA) verilerine göre, 2024 yılında dünya tüketiminin yaklaşık yüzde 20’sine denk gelen günlük 20 milyon varil ham petrol bu boğazdan geçiyor.
İran devlet medyası, parlamentonun boğazın kapatılmasını desteklediğini bildirdi. Ancak son kararın İran Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından verileceği kaydedildi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise Tahran’ı böyle bir adımdan kaçınması konusunda uyardı ve bunun İran için “ekonomik intihar” anlamına geleceğini vurguladı.
“Buna karşı seçeneklerimiz var,” diyen Rubio, Fox News’e verdiği röportajda, “Böylesi bir hamle, diğer ülkelerin ekonomilerine bizimkinden çok daha büyük zarar verir. Bu, yalnızca bizim değil, başkalarının da yanıt vereceği büyük bir tırmanış olur,” ifadelerini kullandı.
OPEC’in haziran ayında yayımladığı rapora göre, İran mayıs ayında günlük 3,3 milyon varil üretim yaptı ve bunun 1,84 milyon varilini büyük oranda Çin’e ihraç etti. Rubio, Pekin yönetimini de bu konuda devreye girmeye çağırdı. “Çin’in deniz yoluyla ithal ettiği ham petrolün yaklaşık yarısı Basra Körfezi’nden geliyor,” dedi.
Bölgesel Gerilim Artıyor
İran dışında da bölgesel tansiyon yükseliyor. OPEC’in ikinci büyük üreticisi olan Irak’ta, Tahran yanlısı milis gruplar, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in hedef alınması halinde ABD’ye yönelik tehditlerini yineledi.
İran Devrim Muhafızları ise pazar günü yaptığı açıklamada, ABD’nin bölgedeki üslerinin “güç değil, zayıflık noktası” olduğunu ileri sürdü; ancak spesifik hedeflere dair detay vermedi.
Bu gerilim ortamında, İran ile Suudi Arabistan arasında son dönemde yeniden tesis edilen diplomatik ilişkiler ise olası arz kesintilerinin önüne geçebilecek bir denge unsuru olarak değerlendiriliyor. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’daki nükleer tesisleri hedef almasının ardından yaşanan gelişmeleri derin kaygıyla takip ediyoruz,” ifadelerini kullandı. Ancak Riyad, ABD’nin yakın müttefiki olmasına rağmen, İran-İsrail çatışmalarına şu aşamada sınırlı bir şekilde dahil oldu.
Bölgede gerilimin ne kadar kolay tırmanabileceğini hatırlatan örneklerden biri de 2019 yılında yaşandı. Suudi Arabistan’ın Abqaiq ve Khurais petrol tesisleri, Husi milisleri tarafından üstlenilen ancak Suudi Arabistan ve ABD tarafından İran’ın sorumlu tutulduğu saldırılarda ciddi hasar görmüştü. Tahran ise o dönem sorumluluğu reddetmişti.
Gelişmeleri yakından izleyen Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, “Piyasalar bugün için iyi arz edilmiş durumda, ancak gerekirse müdahale etmeye hazırız,” açıklamasında bulunarak, 1,2 milyar varillik acil durum stoklarının gerektiğinde devreye sokulabileceğini bildirdi.
