Öne Çıkan Haber Başlıkları
Bitcoin Kıtlık Çağı Başlıyor: Yeni Bir Boğa Piyasasının Başlangıcı mı?
Dünyanın en büyük kripto parası Bitcoin (BTC)’in %93’ünden fazlası halihazırda kazılmış durumda. Bu da Bitcoin’in artık kıtlık dönemine girdiği anlamına geliyor. Yatırımcılar ve analistler, kalan arz tükendiğinde bunun Bitcoin’in değerini, ağ güvenliğini ve uzun vadeli benimsenmesini nasıl etkileyeceğini dikkatle izliyor. Arzdaki düşüş kurumsal birikimler, ETF alımları ve yarılanma döngüleri ile daha da hızlanıyor. Kurumsal birikim ve yarılanma döngülerinin neden olduğu arzın azalması, Bitcoin’in büyümesini sürdürüp sürdürmeyeceği veya daha da değerli hale gelip gelmeyeceği gibi önemli bir soruyu gündeme getiriyor.
Sadece 1,4 Milyon Bitcoin Kaldı: Peki Sonrasında Ne Olacak?

Bitcoin’in toplam arzı 21 milyon BTC ile sınırlı ve bu sınır protokol seviyesinde sabitlenmiş durumda. Yani konsensüsü bozacak bir protokol değişikliği yapılmadıkça bu sayı değiştirilemez. Mayıs 2025 itibarıyla yaklaşık 19,6 milyon Bitcoin kazıldı; bu, toplam arzın %93,3’üne denk geliyor. Geriye kalan 1,4 milyon BTC ise çok daha yavaş bir süreçle kazılacak. Bunun sebebi, Bitcoin yarılanma mekanizması. 2009’daki ilk blok ödülü 50 BTC idi. Her 210.000 blokta (~4 yılda bir) ödül yarıya iniyor.
Mutlak Kıtlığa Doğru Yarış
Mevcut tahminlere göre, 2035’e kadar Bitcoin’in %99’u kazılmış olacak. Ancak ödülün geometrik şekilde azalmasından ötürü, son satoshiler 2140 yılına kadar çıkarılamayacak. Bitcoin, yapay kıtlık ve değiştirilemez arz limiti sayesinde genellikle altın ile karşılaştırılıyor. Fakat altın arzı yıllık yaklaşık %1,7 oranında artarken, Bitcoin’in ihraç oranı sürekli azalıyor.
Gerçekte Dolaşımdaki BTC Arzı Neden 21 Milyondan Daha Az?
Her ne kadar toplam arzın %93’ü kazılmış olsa da, bu Bitcoin’lerin tamamı dolaşımda değil. Aşağıdaki faktörler Bitcoin arzının bir kısmını kalıcı olarak piyasadan çıkardı:
- Kaybolmuş cüzdanlar
- Bozulmuş hard diskler
- Unutulmuş şifreler
- İlk yatırımcıların bir daha hareket ettirmediği coinler
Chainalysis ve Glassnode tahminlerine göre, 3 ila 3,8 milyon BTC (arzın %14 – %18’i) sonsuza kadar kayıp. Buna, Satoshi Nakamoto’ya ait olduğu düşünülen ve 1,1 milyon BTC barındıran adres de dahil. Bu da gerçekte dolaşımda olan BTC arzının 16 – 17 milyon civarında olduğunu gösteriyor. Üstelik Bitcoin tasarımı gereği geri alınamaz. Yani kaybolan coin’ler kalıcı olarak arzı azaltır.
Madencilik Zorluğu Ayarı: Bitcoin’in Güvenliğini Sağlayan Mekanizma

Yaygın bir inanışa göre, blok ödülleri azaldıkça Bitcoin’in güvenliği zayıflayacak. Ancak gerçek şu ki, madencilik sektörü son derece esnek ve dayanıklı. Bitcoin, kendi kendini düzenleyen bir geri bildirim döngüsüne sahip. Madencilik kârlı olmadığında madenciler ağı terk eder, bu da zorluk seviyesinin (difficulty) düşmesine yol açar. Ağ, her 2016 blokta (~2 haftada bir) nBits parametresi ile zorluğu yeniden ayarlar. Amaç, kaç madenci olursa olsun blok sürelerini yaklaşık 10 dakikada sabit tutmaktır. Etkisiz madenciler elenir, kalanların maliyeti düşer ve ağ yeniden dengelenir.
Bitcoin Efsaneleri Çürütülüyor: Yüksek Fiyat Sonsuz Enerji Kullanımı Demek mi?
Sık karşılaşılan bir yanlış anlama, Bitcoin fiyatı arttıkça enerji tüketiminin sınırsız artacağıdır. Gerçekte madencilik, sadece fiyata değil, ekonomik kârlılığa bağlıdır. Blok ödülleri düştükçe madenciler daha ucuz ve temiz enerji kaynaklarını aramak zorunda kalıyor.
Cambridge Centre for Alternative Finance verilerine göre, bugün Bitcoin madenciliğinin %52 – %59’u düşük emisyonlu veya yenilenebilir enerji ile yapılıyor. Bazı ülkeler fosil yakıt madenciliğini cezalandırırken, yenilenebilir enerji kullanımına teşvik sağlıyor. Ayrıca, fiyat yükselişiyle gelen madenci artışı zorluk seviyesini artırdığı için, enerji tüketiminde sınırsız büyüme mümkün değil.
Daha güncel kripto haberleri için Crypto Data Space’i takip edebilirsiniz.
