Donald Trump’ın Tarihi Kararıyla Kripto Sektöründe Yeni Dönem Başlıyor
Donald Trump, kripto sektörünü haksız bankacılık uygulamalarından korumaya yönelik yeni yürütme kararları ile yine gündeme oturdu. 7 Ağustos’ta imzalanan bu kritik karar, bankaların kripto şirketleri ve destekçilerine karşı uyguladığı ayrımcılığı engellemeyi hedefliyor. Sektörde “debanking” olarak bilinen ve birçok kişinin yakındığı bu sorun, Trump’ın hamlesiyle ciddi bir darbe alacağa benziyor.
Debanking Nedir ve Neden Önemlidir?
Debanking, bankaların siyasi, dini veya sektörel nedenlerle belirli müşterilere hizmet vermeyi reddetmesi anlamına geliyor. Kripto girişimcileri ve yatırımcıları için uzun süredir büyük bir engel olan bu uygulama, Trump’ın son kararıyla doğrudan hedef alınmış durumda. Kararda özellikle Operation Choke Point 2.0 olarak bilinen ve Biden yönetimi döneminde bankaların dijital varlık sektöründen kopması için teşvik edildiği iddia edilen uygulamaya da vurgu yapılıyor.
Bu gelişme, regülasyonlar netleşmesine rağmen marjinalize edilen kripto sektörünün eşit bankacılık haklarına kavuşması adına oldukça kritik. Ayrıca, Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’ın bankaların kripto hizmetleri sunmasını desteklemesi ve FDIC ile OCC gibi regülatörlerin bankaları onaylaması da sektöre artan desteği gösteriyor.
Kripto Liderlerinden Debanking Açıklamaları
Sektörün önemli isimleri yaşadıkları debanking sorunlarını açıkça paylaşıyor. Örneğin, Ripple CEO’su Brad Garlinghouse Ekim 2024’te Citigroup’un sadece kripto bağlantıları nedeniyle hesabını başka yere taşımaya zorladığını açıkladı. Benzer şekilde, World Liberty Financial yöneticisi Eric Trump da siyasi görüşleri yüzünden bankaların kendisini debank ettiğini, kriptoyla bu sorunu aşabildiğini belirtti.
Buna ek olarak, Coinbase CEO’su Brian Armstrong, Winklevoss ikizleri ve Kraken kurucusu Jesse Powell gibi isimler de benzer ayrımcılıklara maruz kaldıklarını dile getirdi.
Trump’ın imzaladığı bir diğer devrim niteliğindeki karar ise 401(k) gibi emeklilik fonlarının artık Bitcoin ve gayrimenkul gibi alternatif varlıklara yatırım yapabilmesini sağlıyor. Bu hamle, trilyonlarca dolarlık bir sermayenin kripto piyasasına girmesinin yolunu açarak, sektörde güçlü bir kabul görme sinyali veriyor.
Ocak ayından bu yana Trump yönetimi, Amerika’yı küresel kripto başkenti yapma yönünde aktif adımlar atıyor. Mart ayında imzalanan ulusal stratejik kripto rezervi kararı da bu vizyonun önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.
