Öne Çıkan Haber Başlıkları
Çin’den Kriptoya Soğuk Duş: RWA Tokenizasyonuna Tarihi Yasak!
Çin’de yedi büyük finans sektörü birliği, 2021’deki tarihi kripto yasağından bu yana görülen en geniş kapsamlı uyarıyı yayımlayarak yeniden tüm dikkatleri üzerine çekti. Bankacılık, menkul kıymetler, fonlar, vadeli işlemler, ödeme hizmetleri, halka açık şirketler ve internet finansı dahil geniş bir yelpazeyi kapsayan bu birlikler, Çin anakarasında tüm kripto para faaliyetlerinin hâlâ yasa dışı olduğunu vurguladı.
Bu kez liste çok daha geniş: stablecoin’ler, airdrop’lar, madencilik faaliyetleri ve özellikle gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonu (RWA) açıkça yasaklandı.
RWA Tokenizasyonu İlk Kez Resmen Hedef Alındı
5 Aralık’ta yayımlanan açıklama, Çin’de RWA tokenizasyonuna getirilen ilk resmi yasak olma özelliğini taşıyor. Düzenleyiciler, şimdiye kadar “gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonu için hiçbir onay verilmediğini” belirtti.
Bu denli geniş bir koalisyonun en son harekete geçtiği tarih Eylül 2021’di. O dönemde alınan kararlar, ülkedeki tüm kripto borsalarını kapattırmış, madenciliği bitirmiş ve Çin’in küresel Bitcoin hash oranındaki payının %75’ten dibe çökmesine yol açmıştı.
Bugün ise küresel ölçekte RWA tokenizasyon pazarı 30 milyar doları aşmış durumda. Özellikle BlackRock’un 2 milyar dolarlık BUIDL fonu gibi dev projeler RWA’yı ana akıma taşırken, Çinli yetkililer RWA’nın sermaye kaçışı için gelişmiş bir araç haline gelebileceğinden endişe ediyor.
Bu mekanizma, yerel varlıkların tokenlere dönüştürülerek ülke dışına aktarılmasına ve döviz kontrollerinin bypass edilmesine imkân verebilir.
Çok Kurumlu Sıkı Denetim Başlıyor
Ortak bildiride, stablecoin’ler, Pi coin gibi tokenlar ve tüm sanal para birimlerinin Çin’de yasal statüye sahip olmadığı ve dolaşıma giremeyeceği bir kez daha vurgulandı. RWA veya kripto varlıklarla fon toplamak, ihraç yapmak ya da alım-satımda bulunmak kesin şekilde yasaklandı.
Bu yasak, offshore şirketlerin Çin’de çalışan personellerini dahi kapsıyor. Kasım sonunda yapılan üst düzey toplantıda stablecoin’ler resmen “sanal para birimi” olarak sınıflandırılıp cezai yaptırım kapsamına alınmıştı. Aynı dönemde yayımlanan raporlarda, sanal varlıklarla bağlantılı kara para aklama vakalarının yıllık bazda %37 arttığı belirtiliyor.
Analistler, bu koordineli baskının aslında “dört katmanlı bir blokaj” oluşturduğunu vurguluyor. Buna göre ilk adım, ülkedeki tüm madencilik altyapısının devre dışı bırakılmasıyla başlıyor. Ardından stablecoin ödeme kanallarının kapatılması, kripto transferlerinin dolaşımını neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Üçüncü katmanda, sermaye çıkışı için potansiyel bir köprü olarak görülen RWA tokenizasyon yolları tamamen mühürleniyor. Son aşamada ise sahte vaatlerle yatırımcıları hedef alan Pi Network gibi dolandırıcılık projelerinin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Bu dört ayaklı strateji, Çin’in kripto ekosistemini kapsamlı biçimde izole etmeyi hedefleyen bütüncül bir baskı mekanizmasına dönüşmüş durumda.
Ayrıca açıklama, Hong Kong’un kripto dostu yaklaşımıyla net bir sınır çizerek, Çin anakarasının bu politikalarla hiçbir şekilde örtüşmeyeceğini belirtiyor.
Gençlerde Büyüyen Tepki: “Biz Neden Geri Kalıyoruz?”
Çin sosyal medyasında genç yatırımcılar arasında tartışmalar alevlendi. Birçok genç, küresel kripto fırsatlarının dışına itildiklerini düşünüyor. Bitcoin’in yükselişi ve Batı ülkelerinin daha açık kripto politikaları, gençlerde “fırsatı kaçırıyoruz” hissini güçlendiriyor.
Eleştirilerde ortak görüş ise şu: kapsamlı yasaklar, sadece riskleri değil inovasyonu da boğuyor.
